You are currently viewing İçimizdeki Sesler Serisi: Duygu Odaklı Talepkar Ebeveyn Modu

İçimizdeki Sesler Serisi: Duygu Odaklı Talepkar Ebeveyn Modu

SES 1: Etrafımdakileri Mutlu Etmeliyim

İçimizde durduramadığımız ve uzun süredir bizimle olan birtakım kabuller vardır. Bu kabuller bizim yaşamımıza ciddi ölçüde yön verme gücüne sahiptirler çünkü kendimizi bildiğimizden beri bizimledir ve sanki “zaten öyle olması gerekiyormuş” gibi hissettirirler. Şema terapide bu sesler uyum bozucu ebeveyn modlarıdır. Tüm seride modlardan ayrı ayrı bahsedeceğim. Büyük ihtimalle bu seslerden bazıları size tanıdık gelecek. Seslerin en temel özelliği ilişkilerinizi ve yaşamınızı olumsuz anlamda etkilemeleridir. Bu olumsuz örüntüyü kırmak için yapılacak ilk adım, seslerin ne olduğunu ve ne dediğini tam olarak anlamaktır. Bu anlamlandırmayı yapmak içinizde açabileceğiniz en güzel pencerelerden biridir.

İlk ses “etrafımdakileri mutlu etmeliyim” diyen sesimizdir. Bir diğer adıyla duygu odaklı talepkar ebeveyn modu. Bu mod kendi istek ve ihtiyaçlarınızı diğerlerinin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda görmezden gelmek ve etrafınızdakiler kendini mutlu hissettirmediğinde bir şeyleri eksik, yanlış yaptığınızı düşünmenize neden olan modunuzdur. Bu moda sahipseniz sıklıkla özellikle sevdiklerinize karşı pekçok sorumluluğunuz olduğunu hissediyorsunuzdur.

Örneğin siz işteyken anneniz sizi aradığında ve telefonu açmadığınızda kendinizi kötü hissediyor olabilirsiniz. Veya tam da arkadaşlarınızla dışarıda güzel bir kahve içerken ailenizden biri sizden bir şey istediğinde içinde bulunduğunuz ortamınızı bir kenara bırakarak tüm zamanınızı ve dikkatinizi ailenizin taleplerine yönlendiriyor olabilirsiniz. Ya da tatil günlerinizde kendinize vakit ayırmak istediğiniz halde aileniz üzülmesin diye tüm vaktinizi onlarla geçiriyor olabilirsiniz.

Sadece kendiniz için yaptığınız eylemler size bencillik gibi gelir.  Önemli olan etrafımızdaki insanların mutlu olmasıdır. Çünkü bizim mutluluğumuz da onların mutluluğuna bağlı gibi hissederiz. Peki tüm bu çabalarınıza rağmen ailenize zaman ayıramadığınızda, onların isteklerini yerine getiremediğinizde veya etrafınızdaki insanlara karşı bencillik ediyormuş gibi düşündüğünüzde ne hissedersiniz? Büyük bir olasılıkla vicdani bir rahatsızlık.

Bu duygununun size ne zamandan beri eşlik ettiğini düşünün. Büyük ihtimalle kendinizi bildiğinizden beri bunu sık sık hissediyorsunuzdur. Öyleyse bu duygunun sizin için bir işlevi olmalı. Belki kendinizi mutlu hissetmenin, başarılı hissetmenin, değerli hissetmenin veya iyi bir evlat olabilmenin yolu önceliği etrafımızdakilere vermekten geçmiştir. Ne dersiniz?

Bu suçlulukla birleşen duyguyu aşmak için kendimize alan açmanın, kendimize vakit ayırmanın ve kimseyi memnun etmese de sadece kendinizi memnun ve mutlu eden davranışların peşine düşmenin oldukça önemli olduğunu söyleyebilirim. Sevdiklerimizle bizi sıkı sıkıya bağlayan o güce güvenmeli ve ilişkilerdeki mutluluğun iki tarafın eylemleriyle şekillendiğini unutmamalıyız. Kendinizi mutlu etmeden mutlu etmeye çalışmak, mutluluğu getirmeyecektir. Önce kendi istek ve ihtiyaçlarımızı görebilmek, sevdiklerimizi de mutlu etmenin temel koşuludur.